Uluslararası Bisiklet Yarışları

Uluslararası Bisiklet Yarışları

Uluslararası Bisiklet Yarışları

Bisiklet 1800’lü yılların ortalarından itibaren tüm dünyada kullanılmaya başlanan bir araç. İlk başlarda ciddi anlamda bir ulaşım aracı olarak kullanılan bisiklet arabaların aileler tarafından satın alınmaya başlandığı 1930’lara kadar en önemli kişisel ulaşım araçlarından bir tanesiydi. 1930’lu yıllardan itibaren yerini araba ve motosikletlere bırakan bisiklet o tarihten sonra çocuklar için önemli bir oyuncak haline geldi. Araba ve motosiklet üretiminin artması doğal olarak bisiklet kullanımının da azalmasına sebep oldu. Kara kara düşünen bisiklet üreticileri bu üretimi hareketlendirmek için çocuklara yöneldiler ve çocuklar için bisikletler üretmeye başladılar. Öyle ki ülkemizde dahi bir dönem bisiklet önemli bir karne hediyesi durumundaydı. Ancak teknoloji ve elektronik, mekaniğin önüne geçti ve çocukların bisikletlere olan ilgileri azaldı.

1990’lardan itibaren araçların çoğalması ve trafikte zaman kaybedilmesi sebebiyle yeniden insanların kullanmaya başladıkları bir araç oldular. Günümüzde pek çok Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinde insanlar işe gitmek için bisiklet kullanıyorlar. Aynı zamanda bisiklet önemli bir spor aracı. Kilo vermek isteyenler ya da sağlıklı yaşamak için spor yapanlar bisikletten son derece fazla şekilde faydalanmaktalar. Birde bisiklet bahislerinden para kazanmak isteyen birçok kişi uluslararası bisiklet yarışlarını takip eder. Özellikle son yıllarda canlı bahis siteleri bu konuda indiaarie üzerinden bir çok bahis seçeneği ile bisiklet severlere hizmer vermektedir.

Uluslararası Bisiklet Yarışları
Uluslararası Bisiklet Yarışları

Dünya genelinde de uluslararası bisiklet yarışları düzenlenmeye devam ediyor. Pek çok kategoride düzenlenen bu yarışlara zaman zaman ülkemizden de sporcular katılmakta. Bununla birlikte bu uluslararası müsabakalar ülkemizde de düzenlenmekte ve tüm dünyanın gözü bu yarışlar devam ettiği sürece ülkemizde olmakta. Uluslararası bisiklet yarışları çeşitli kategorilerde yapılmakta. Bu kategoriler arasında gerçekten zorlayıcı nitelikte olanları bulunmakta. Eğer daha önce televizyonda bir bisiklet yarışı seyrettiyseniz bisikletçilerin ne kadar zorlandıkları gözünüzden kaçmamıştır. Çünkü bisiklet sporu gerçekten yapması son derece zor olan spor branşları arasında gelmekte.

Uluslararası bisiklet yarışları denildiğinde ilk akla gelen Yol yarışları oluyor. Bu yarışlar önceden belirlenen bir güzergâh üzerinde bisikletçilerin birbirleriyle yarışmaları şeklinde yapılmakta. Her güzergâh etaplara bölünmüş durumda. Bir örnek vermek gerekirse İzmir-İstanbul arası düzenlenecek bir yol yarışı 3 etaba bölünüyor. 1. Etap İstanbul-Bolu, 2. Etap Bolu-Eskişehir ve 3. Etap da Eskişehir-Ankara olmak üzere koşuluyor. Her gün bir etap şeklinde düzenlenen bu yarışlar dağların arasında geçilip yokuş çıkıldığı için zorlayıcı nitelikte. Yurtdışında düzenlenen etaplar genellikle 3 saat civarı olarak yapılıyor.

Pist Yarışları

Uluslararası bisiklet yarışları arasında bir diğer branş ise pist yarışları. Daha çok spor salonlarında yapılan bu yarışlarda pistler 250 metre uzunluktan başlayıp 1 kilometre uzunluğa kadar çıkmakta. Bu yarışmalarda bisikletçiler oval pistte 80 civarı tur atıyorlar. En az yol yarışları kadar yorucu olan bu yarışlarda taktik de oldukça önemli. Ana gruptan fazla uzaklaşmadan dinlenerek bisikletini süren yarışçı kazanma yolunda oldukça şanslı. Yarış başlar başlamaz son sürat pedal çeviren yarışmacı ise ilerleyen turlarda yorularak gerilere düşüyor.

Bir diğer yarışma türü de kros yarışları. Bu yarışlar adından da anlaşıldığı gibi doğa şartlarında düzenlenmekte. Elbette parkur önceden uzmanlar tarafından gezilerek yarışçılara zarar vermemesi için düzeltiliyor. Ancak taş ve toprak bu yarışların her zaman için olmazsa olmazları. Aynı zamanda kros yarışlarında kullanılacak bisiklet modellerinin de son derece dayanıklı bisikletler olması oldukça önemli.

Bisiklet Yarışları Bahisleri

Bisiklet Yarışları Bahisleri Siteleri

Bisiklet Yarışları Bahisleri

Bisiklet yarışları bahisleri dünyanın pek çok yerinde meraklısı olanların oynadıkları önemli bir bahis türü. Futboldan ya da basketboldan farklı olarak bisiklet bahisleri oynayan kişiler bu spora gerçekten gönül vermiş kişiler olmakta. Çünkü bahis oynayarak para kazanabilecek ve herkesin bilgisinin olduğu futbol, basketbol gibi spor dalları dururken bisiklet üzerine bahis oynamak gerçekten bisiklet sporuna ilgi duyan ve bu spor hakkında bilgisi olan insanların oynayacakları bir bahis türü.

Ülkemizde bisiklet sporu uzun yıllardır yapılan bir spor dalı. Zaman zaman uluslararası müsabakalara da ev sahipliği yapan Türkiye’de caddede birbirleriyle yarışan bisikletçiler görmek hemen hemen herkesin dikkatini çekmekte. Bununla birlikte uluslararası bisiklet maratonları genellikle açık parkurlarda ve caddelerde yapıldıkları için izleyici sayısı da oldukça yüksek olmakta. Elbette bisiklet sporu sadece caddelerde yapılan bir spor değil. 1940’lı yılların başında eski Konya Atatürk Stadı bisiklet sporu yapanlar için oldukça yararlı stadyumlardan bir tanesi olmuştur. Çünkü ülkemizde velodrom bulunan ilk ve tek stadyum Konya Atatürk stadyumudur. Velodromun ne olduğunu kısaca açıklamak gerekirse bisiklet yarışlarının düzenlendiği yere 35 derecelik açıyla uzanan bisiklet parkuruna velodrom denmekte. 1940’lı yıllarda ülkemizde kapalı spor salonu olmadığı için bir futbol stadyumunun içine atletizm pisti yapmak yerine bir velodrom yapıp bisiklet sporuyla ilgilenenler daha çok teşvik edilmiştir.

Bisiklet Yarışları Bahisleri Siteleri
Bisiklet Yarışları Bahisleri Siteleri

Teknolojinin ilerlemesiyle günümüzde velodromlar kapalı spor salonlarının içerisine portatif bir şekilde kolaylıkla yapılabilmekte, bisiklet müsabakaları düzenlendikten sonra bu pist kaldırılabilmekte. Yine teknolojinin gelişmesiyle internet üzerinden bisiklet yarışları bahisleri de oynanabilmekte. Ancak bu bahisleri kaçırmamak için gerçekten iyi bir takipçi olmanız gerekmekte. Bunun en büyük sebebi ise ülkemizde düzenlenen bisiklet müsabakalarının uluslararası müsabakalar dışında çok fazla reklamının yapılmaması. Bu yüzden sadece gerçekten bisiklet sporuna ilgi duyan insanlar bisiklet müsabakalarını takip edip bahis oynamaktalar. Elbette bir diğer konu ise ülkemizde hizmet veren bahis sitelerinin bu spora ne kadar ilgili olup olmadıkları. Ülkemizde yasal olarak hizmet veren bahis sitelerinin bisiklet müsabakalarına gereken önemi verdikleri pek söylenemez. Ancak yabancı kaynaklı illegal bahis siteleri bisiklet müsabakalarına gerekli önemi gösteriyorlar. Ancak bu noktada başka bir sorun devreye giriyor.

Bisiklet Bahisleri Nereden Oynanır?

Bilindiği gibi ülkemizde yabancı kaynaklı bahis sitelerinin hizmet vermeleri 2012 yılından beri yasak. Devlet çözümü bu sitelere erişim engeli koymakta buldu. Ancak bu erişim engeli hiçbir zaman tam anlamıyla çalışan bir yasak olmadı. Bunun en büyük sebebi ise dünyada kullanılan global internet alt yapısının hiçbir şekilde birileri tarafından yasaklanamaması. Devlet bu bahis sitelerine olan erişimi engellemek için sitelerin o anda kullandıkları adresleri bloke ediyorlar. Evet adresler bloke olduğu için sitelere giriş sağlanamıyor ama arka planda site orada durmaya devam ediyor. Yani site hiçbir şekilde silinmiyor ya da ortadan kalmıyor. İşte bahis siteleri de buna çözüm olarak adres değiştirme yöntemini geliştirdiler. Sitenin adresi erişime kapatıldığı anda aynı site yeni bir internet adresi kullanmaya başlıyor ve sitenin üyeleri de bu yeni adresi kullanarak siteye normal bir şekilde giriş yapabiliyorlar. Peki üyelerin sitenin adresinin değiştiğinden nasıl haberleri oluyor. Siteye üye olanlar zaten sitenin sosyal medya hesaplarını da takip ediyorlar. Adres değiştirildiği anda bu durum sitenin sosyal medya hesabından insanlarla paylaşılıyor.

Türkiye’de Bisiklet Yarışları

Türkiye’de Bisiklet Yarışları

Türkiye’de Bisiklet Yarışları

Türkiye’de Bisiklet Yarışları
Türkiye’de Bisiklet Yarışları

Bisiklet sporu ülkemizde çok fazla takipçisi olan bir spor dalı değil. En azından futbol ve basketbolun başı çektiği bir ülkede izlenme ve takipçi oranı oldukça aşağılarda olan bir spor dalı. Ama elbette bu kimse bisiklet sporu ile ilgilenmiyor demek değil. Uluslararası müsabakalarda yarışan pek çok milli bisikletçimiz mevcut ancak dereceye girme konusundan başarılı bir ülke değiliz.

Bisiklet Yarışlarını Kim Düzenler?

Ülkemizde bisiklet federasyonunun kurulması 1923 yılına kadar uzanmakta. Türkiye Futbol Federasyonu ile aynı zamanda kurulmuş olmasına rağmen bisiklet sporu futbol kadar popüler olan bir spor dalı olamadı. Türkiye’de bisiklet yarışları çok farklı kategorilerde yapılmakta. Bu kategorilerin her biri ayrı beceriler isteyen kategoriler. Bu bağlamda dağ bisikleti ile uğraşan bir bisikletçinin asfalt pistlerde yarışması kolay kolay mümkün olan bir durum değil. Bununla birlikte yarışılan branşların pist, yol bisikleti ve dağ bisikleti olduğunu söylemek gerekiyor.

Bisiklet Organizasyonları

Ülkemizde sürekli olarak bisiklet organizasyonları düzenlenmekte. Ancak bu spor gerek yazılı ve görsel medya da gerekse sosyal medya üzerinde çok fazla yer alan bir spor değil. Bunun sebebi elbette bu sporlar ilgilenen kişilerin sayıca oldukça az olmaları. Ülkemizin pek çok yerinde belirli tarihlerde bisiklet yarışları düzenlenmekte. Bu yarış arasında geçtiğimiz günlerde Urfa Sokakları Dağ Bisikleti yarışı, Mardin MTB Cup yarışı, Bets10 sponsorluğunda ilan edilen http://www.veniracuento.com/ canlı bahis sitesinde detayları olan Bets10 bisiklet yarışları, Ordu 2. Etap Puanlı yol yarışları ve Diyarbakır Mezopotamya yarışı düzenlendi. Görüldüğü gibi özellikler doğu illerimizde düzenlenen bu yarışların buradaki halkın da ilgisini çektiği bilinmekte.

Ülkemizde uluslararası da pek çok bisiklet organizasyonu düzenlenmekte. Haziran ayı içerisinde Mosso Tour Of Mevlâna adı altında Konya’da bir organizasyon düzenlendi. Aynı şekilde Mayıs ayı içerisinde Şanlıurfa ve Mardin’de Tour of Mesopotami adı altında uluslararası bir müsabaka daha düzenlendi. Ancak ne yazık ki bu müsabakalardan haberdar olan insan sayısı oldukça az. Bu konuyla ilgili olarak bisiklet federasyonunun ciddi bir çalışma başlatması şart gibi görünmekte. Bisiklet sporunun sadece meraklısına değil bir şekilde herkese ulaşması gerekiyor.

İlk Bisiklet Yarışları Ne Zaman Yapıldı?

Ülkemizde ilk uluslararası bisiklet yarışları 1927 yılına kadar uzanmakta. Daha öncesinde ise bisiklet sporunun ülkemizde faaliyet göstermesi ile ilgili meydana gelen pürüzlerden dolayı uluslararası yarışların yapılması mümkün olmamış.  İlerleyen zamanlarda tüm dünyada spor salonları yapılmaya başlandığında insanların akıllarına bu salonlarda bisiklet yarışlarının da yapılabilmesi için çeşitli eklemeler yapmak gelmiş. Özellikle Amerika’da bulunan büyük basket salonlarının çevresine 35 derecelik eğimli parkurlar yapılarak burada bisiklet yarışlarının da yapılması sağlanmış. Bisiklet yarışı olmadığı zamanlarda sökülen bu parkurlar bu sporun yapılması için ekstra bir yere ihtiyaç olmadığını da göstermiş.

Ülkemizde ise spor salonlarının yapımı 1980’li yılların ortalarına kadar başlamadığı için çok farklı ve değişik bir yol izlenmiş. Ülkemizde revaçta olan futbol stadyumlarına velodrom yapma fikri 1940’lı yılların ortalarında kabul gören bir fikir olmuş. Ancak velodromu her stadyuma yapmak ise mantıklı olmayacağı için belirlenen bir stada bu velodromun yapılması için çalışmalara başlanmış. 1949 yılında Konya’da bulunan Konya Atatürk Stadına atletizm pisti yerine bir velodrom yapılarak bu konuda önemli bir adım atıldı. Bir süre kullanılan velodrom zamanla bakımsız kaldığı için ve betondan yapıldığı için üzerinde kırılmalar ve çatlamalar oluştu. Doğal olarak böyle kırık ve çatlakların bulunduğu bir parkurda bisiklet yarışları düzenlemek mümkün olmadı.

Lance Armstrong Kimdir? Kanseri Yenen Adam

Lance Armstrong Kimdir ve Neden Bu Kadar Ünlüdür

Lance Armstrong Kimdir?

1971 yılında ABD’nin Texas eyaletinde Plano’da doğdu. İlk gençlik yıllarında bisiklet sporuna başladı. Öyle ki 16 yaşında en zor olan parkurlardan biri olan Tour De France şampiyonluğunu kazandı. 1999-2005 yılları arasında tam 7 kez şampiyonalığı kimseye kaptırmadı. Onu diğer bisiklet efsanelerinden ayıran en önemli özellik üst üste kazandığı bu başarılardır. Öyleki tüm zamanlar içinde adlarından söz ettiren Hinault, Merckx, Indurain’in başarılarını gölgede bıraktı. Bisiklet kullanırken kullandığı stil ve farklılık ona başarıyı getirmişti. Bisikleti ayakta kullanıyor ve tüm gücünü kollarına veriyordu. Bisikleti sağa sola yatırarak kullanıyordu. Ve bisikleti ne yöne yatırıyorsa vücudunun ağırlık merkezi o tarafa kayıyordu. Bacak ve kollardaki yükü dengeleyerek bisiklet sürüş tekniği sayesinde engebeli ve eğimi fazla olan dağları bile kolayca çıkıyordu. 1996 yılında, yani 25 yaşında yaşadığı hastalık hayatının en zor dönüm noktalarından biri olacak ve ileride yazacağı kitaplar için de fikir kaynağı olacaktı.

Lance Armstrong Kimdir ve Neden Bu Kadar Ünlüdür
Lance Armstrong Kimdir ve Neden Bu Kadar Ünlüdür

Kanseri Yenen Adam Lance Artmstrong

Testis kanseri olmuştu ve kanser akciğerlerine sıçramıştı. Yaklaşık 1,5 yıl kemoterapi gördü. Kansere karşı yenilmeyi değil savaşmayı tercih etti. Hastalığı başarıyla atlattı. Hastalıktan sonra kendisine sponsor olan bir firma sayesinde spor yaşamına geri döndü. Ard arda 7 kez gelen Fransa Bisiklet Turu Şampiyonalığı onu üne kavuşturdu.

Doping İddaaları

2010 yılında hakkında ilk kez doping kullandığı iddiaları gündeme geldi. Bu durum yargıya intikal etti. Doping için defalarca laboratuvarda kontrol edildi. Ancak her seferinde temiz çıktı. Ve delil yetersizliğinden mahkeme dosyası kapandı. 2013 yılında ünlü talkshow sunucusu Oprah Winfrey’in programında doping kullandığını itiraf etti. Ancak doping kullanmasıyla ilgili her zaman şunu söylemiştir; dopingi her şeyin normal yürüdüğü bir dönemde kullanmadığını belirtmiştir. Doping kullandığı dönemde, herkesin müsabakalarda doping kullandığını söylemiştir. Doping kullandığının ortaya çıkmasının ardından kendisine sponsor olan firma Amerikan Posta Servisi Lance’den tazminat talep etti. Lance Armstrong bu dava sonucunda eski sponsoruna 5 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Doping davaları için toplamda 111 milyon dolar tazminat ödemiştir. Armstrong hakkında bisiklet dünyasında sporcuların üzerinde baskı mekanizması kurduğu iddia edildi. Maddi ve psikolojik açıdan çok yıprandığı bu zorlu dönemden Uber’e yaptığı yatırım sayesinde çıkabildiğini belirtmiştir. Zorlu dönemleri geçirmesi ve hastalıkları başarıyla atlatması onu kitap yazımına yönlendirdi. Yaşama Çevrilen Pedal ve Bisikletin Değil İnancın Öyküsü adında iki kitabı bulunmaktadır. Ayrıca kanseri atlattıktan sonra Kanser Araştırma Vakfı’nı ve http://www.nec-casio-mobile.com/ sitesini kurdu ve halen buranın yönetimini yapmaktadır. Bu yıl Mayıs ayında tekrar görülecek davayı kazanırsa, itibarı geri iade olacak. Başarılar hayatta hiçbir zaman pes etmeyenlerindir deyişi ile hastalığa ve parkurlara karşı verdiği zaferi kitaplarında anlatmıştır. Ancak yine spor sayesinde elde edilen büyük başarı ve paranın sonu hazin bitti. Onun hayatından çıkarılacak en önemli ders, hak ederek başarı kazanılmalıdır, haksızlıklar yapılarak birşeyler elde edilirse gün gelir gerçekler ortaya elbet çıkar.

Bisiklet Yarışları Nasıl ve Nerede Yapılıyor?

Bisiklet Yarışları Nerede Yapılıyor

Bisiklet Yarışları

Bisiklet yarışları ülkemizde çok fazla olmasa da dünyada ciddi anlamda takipçisi olan sporlardan bir tanesi. Ülkemizde sürekli olarak bisiklet organizasyonları düzenlenmekte ancak bir noktada bu organizasyondan haberi olanlar sadece bu spora gönül vermiş insanlar. Bunun en sebebi de elbette bisiklet sporunun diğer spor dalları kadar popüler olmaması ve görsel basında kendisine yeterince yer bulamaması. Ancak takipçiler sosyal medya üzerinden bu organizasyonları takip edebiliyorlar.

Bisiklet sporu kendi arasında farklı türlere ayrılan bir spor dalı yol bisikleti ve dağ bisikleti gibi farklı yarışlar düzenlenirken ayrıca maraton şeklinde saatler süren yarışlar da yapılmakta. Bu parkurlarda kullanılan bisikletler de parkurun özelliklerine uygun şekilde üretilen bisikletler olmak durumundalar. Bisiklet son derece yorucu ve kas kuvveti isteyen bir spor dalı olduğu için bisikletçilerin minimum enerji ile maksimum yolu kat etmeleri gerekmekte. Bu yüzden bisikletin modeli de oldukça önem taşıyor. Aynı bisikletle farklı yarışlara katılmak mümkün olmadığı gibi aynı zamanda aynı parkurda farklı bisiklet tekerlekleri de kullanılabilmekte. Bu yüzden bisikletçinin kendisini nasıl iyi hissettiği de önem taşıyor. Lastiklerinden memnun olmayan bisikletçiler bunu yarış sırasında değişik özellikte lastikler taşıyan ve bisikletçileri takip eden kamyonetlerden alarak 15-20 saniye gibi bir sürede değiştirip yarışa devam edebiliyorlar.

Günümüz yarış bisikletleri son derece ergonomik, bisikletçiyi yormayan ve mümkün olan en hızlı şekilde ilerlemesi için imal edilmekteler. Bisikletin en önemli özelliklerinden bir tanesi de ağırlığı. Bir bisiklet ne kadar hafif olursa hem o kadar hızlı gidebilir hem de bisikletçiyi yormaz. Bu yüzden günümüz yarıl bisikletleri kompozit olarak bilinen maddeden imal edilmekteler. Kompozit malzeme oldukça pahalı bir malzeme olduğu için profesyonel bisiklet fiyatları da o kadar yüksektir.

Bisiklet Yarışları Sonuç Nasıl Belirlenir?

Bisiklet Yarışları Nerede Yapılıyor
Bisiklet Yarışları Nerede Yapılıyor

Bisiklet yarışları sadece bisikletin ya da bisikletçinin sonucu belirlediği bir yarış değil. Bisikletçinin giydiği kıyafetler dahi yarışın kazanılıp kaybedilmesinde önemli rol oynuyor. Bisikletçi kasklarının şekilleri herkese garip gelir. Yolda gördüğünüzde kaskın şeklinin garipliği yüzünden dönüp bir kez daha bakmış olabilirsiniz. Bisiklet sporunda rüzgârın önemi tartışılamaz. Arkadan esen bir rüzgâr bisikletçinin yorulmadan iyi bir derece elde etmesine sahip olabilir. Bununla birlikte önden esen rüzgârın da bisikletçiyi fazla zorlamaması ve yavaşlatmamasına dikkat etmek gerekmekte. İşte bu noktada işin içine aerodinamik kurallar girmekte. İşte bisikletçi başını öne eğdiği zaman başındaki kask rüzgârı kolay bir şekilde delmesi ve başının üzerinden geçen havanın kolaylıkla arkaya iletilmesi için bu şekilde tasarlanmıştır. Bu durumu uçağın burnunun sivri olmasına benzetebiliriz. Çünkü çalışma mantığı aynıdır. Türkiyede ise bu yarışmalar Trbet sitesi https://www.wfb-online.org/ adresinden ve  Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından organize edilmektedir.

Bisiklet sporu için velodrom denilen spor salonları da kullanılmakta. 1950’lili yıllardan itibaren dünyada spor salonlarının yapılmaya başlanması beraberinde bu salonlara portatif velodromlar yapılmasına da yol açtı. Bisiklet yarışları yapılacağı zamanlarda birkaç saat içerisinde salonun içerisine velodrom kurulabiliyordu. Aynı tarihlerde ise ülkemizde spor salonu mevcut değildi. Bu yüzden Konya’da bulunan Atatürk Stadı inşa edilirken tribünlerin ön tarafına 35 derece eğimli, betondan ve kalıcı olacak bir velodrom pisti yapıldı. Bu pist uzun zaman boyunca kullanılmasına rağmen yetersiz bakım yüzünden oluşan çatlamalar neticesinde kullanılmaz hale geldi.

Türkiye Bisiklet Federasyonu Hakkında Bilgiler

Türkiye Bisiklet Federasyonu

Türkiye Bisiklet Federasyonu

Ülkemizde bisiklet sporunun geçmişi çok eskilere dayanmakta. İlk olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1910 ve 1912 yılları arasında Selanik’te bisiklet yarışları yapılmıştır. Ancak ilerleyen zamanlarda bisiklet sporunun yapılması özellikle dinin etkisiyle yasaklanmıştır. İlerleyen dönemlerde II. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle bu sporu yapanlar yeniden bisikletlerine binmeye başlamışlardır. Bisiklet sporu yeniden canlanmıştır.

Türkiye Bisiklet Federasyonu Ne Zaman Kuruldu?

Türkiye Bisiklet Federasyonu 1923 yılında Futbol federasyonu ile aynı zamanda kurulmuş bir federasyondur. Ancak futbola olan ilginin her dönem daha fazla olmasından dolayı diğer spor branşlarına göre hep arka planda kalmıştır. Genç bisiklet federasyonu kurulduktan hemen sonra uluslararası organizasyonlara katılmak için çalışmalara başlamıştır. Bisiklet sporuna hayatlarını adamış olan sporcular 1924 yılında yapılacak olan olimpiyat oyunlarında yarışacakları haberini alınca çok daha sıkı bir çalışma programına girmişlerdir. Zira bu kadar yeni bir federasyonun ilk turnuvada başarılı olması herkesin istediği en büyük şeydir. Ancak gelgelim olimpiyat oyunları geldiğinde oyunlara katılacak özelliklere sahip bisiklet bulunamadığından dolayı Milli takımımız olimpiyatlara katılamamıştır.

Türkiye Bisiklet Federasyonu
Türkiye Bisiklet Federasyonu

Bu olaydan sonra yılmadan çalışmalara devam eden bisikletçilerimiz ilk uluslararası tecrübeyi 1927 yılında Taksim Stadının pistinde Bulgaristan ile yaşamışlardır. Hemen akabinde ise 1928 yılında Amsterdam’a giderek bir önce katılamadıkları olimpiyatlara 4 yıl gecikmeli olarak katılmışlardır.

1991 yılında yine bir ilk olarak Dağ bisikleti yarışması düzenlendi. Bu dönem aynı zamanda ülkemizdeki profesyonel sayılabilecek bisiklet satışlarının da patladığı yıllar oldu. O yıllarda gencinden yaşlısına herkes bir anda bisiklete binmeye başladı. Gazeteler çok cüzi kupon adetlerine profesyonel bisikletleri okuyucularına vermeye başladılar. 1994 yılına gelinde ülkemizdeki bisiklet kulübü sayısı 26’ya çıktı. Bununla birlikte hem antrenör hem de hakem sayısında da önemli bir artış oldu. Bisiklet sporu artık ülkemizde yavaş yavaş insanların ilgisini çeken bir spor durumuna geldi.

Türkiye Motosiklet Sporu ve Federasyonu

1995 yılına kadar Türkiye Bisiklet Federasyonu bünyesinde olan motosiklet sporu buradan ayrışarak Türkiye Motor sporları Federasyonu bünyesine katıldı. 1999 yılından sonra yapılan önemli çalışmalar bisiklet sporunu ülkemizde bir kademe daha ileriye taşımıştır. Ancak her daim görülmeye devam eden izleyici sayısı bir türlü istenilen boyutlara ulaşmamıştır. 2007 yılından itibaren bu sporun AR-GE tarafına önem verilmeye başlanmış ve sporcularımız yavaş yavaş uluslararası arenada da boy göstermeye başlamışlardır. Bu başarının ardından artık uluslararası bisiklet müsabakalarının da ülkemizde yapılması için hiçbir engel kalmadı. 2010 yılında ülkemizde düzenlenen Avrupa Yol Şampiyonası’nın sorunsuz olarak başarıyla atlatılan bir organizasyon olması ülkemizdeki bisiklet sporuna verilen önemin de ne boyutlarda olduğunu dünyaya göstermiştir. Bisiklet markaları yazımızda da yerli ve yabancı markaları ve sponsorlar olarak canlı bahis sitelerini http://turk-bahis-siteleri.org/ sayfasında bulabilirsiniz.

Ülkemizde bisiklet sporu ne yazık ki hiçbir zaman hak ettiği popülerliği yakalayan bir spor olamadı. Bunun en büyük sebepleri arasında insanların çok daha fazla ilgi duydukları spor karşılaşmalarının gelmesi.  Bisiklet sporu futbol ya da basketbolun çok fazla popüler olmadığı ülkelerde çok daha iyi yerlerde.

Bisiklet Markaları Nelerdir?

Bisiklet Markaları Nelerdir

Bisiklet Markaları

Bisiklet icat edildiğinden bu yana çok farklı amaçlar için kullanılan bir araç olmuştur. İlk zamanlarda gerçek anlamda bir iletişim aracı olarak kullanılmış olsa da ilerleyen zamanlarda başka amaçlar için de kullanılmışlardır. Bir yerden bir yere gitmek için bisiklet kullanımı günümüzde hala bazı Avrupa ülkeleri ve Çin’de oldukça yaygındır. Ancak elbette bunun için bisiklet kullanıcılarının güvenlikleri de güvence altına alınmış ve bisikletler için motorlu araçların giremediği hatta yayaların dahi giremediği özel yollar yapılmıştır. Günümüzde insanların bisiklet kullandığı ülkeler medeniyet ve teknoloji konusunda ileri sayılan ülkeler olarak görülmekteler.

Ülkemizde bisiklet kullanımı da çok eski yıllara dayanmakta. 1940’lı yılların başından itibaren özellikle çocuklar bisiklet sahibi olmak için can atmaya başladılar. O zamanlar bisiklet çok fazla yaygın olmadığı için İstanbul’da genellikle Rum kökenli ailelerin çocuklarına yurtdışından getirdikleri bisikletler sıklıkla sokaklarda görülmekteydi.

Bisiklet Markaları Nelerdir?

  • Cannondale
  • Scott
  • Bisan
  • Amoeba
  • Pinokyo
  • Bianchi by 1xbet

1xbet bahis sitesi girişlerine en kolay erişim https://tr.bahisegirisyap.com/ adresinden gerçekleştirilir. Dünyada şu anda pek çok bisiklet markası mevcut. Bu markaların yaptıkları bisikletler de kendilerine göre farklılıklar taşıyorlar. Bazı markalar ise direkt olarak ürettikleri bisikletler anılmaktalar. Günümüzde en önemli bisiklet markaları arasında bir Amerikan markası olan Cannondale adlı bisiklet markası ön plana çıkmaktadır. Bu markanın ürettiği bisikletlerin en büyük özelliği tamamen el yapımı olmalarıdır. Bu da bisikletlerin fiyatlarının el yakması anlamına geliyor. El yapımı olmasından dolayı bisikletin üzerindeki kaynak noktaları gibi ayrıntılara son derece dikkat edilmekte ve buralarda insanı rahatsız edebilecek herhangi bir kozmetik hatanın oluşmamasına da özen gösterilmektedir. Bisikletler günümüzde daha çok gezmeyi seven ve şehirden şehre hatta ülkeden ülkeye seyahat eden kişiler için oldukça değerli. Bu kişiler bisiklet satın alırken bu yüzden daha dayanıklı bisikletler almak zorundalar. Dayanıklı bisikletler üreten markaların başında yine bir Amerikan markası olan Scott markası gelmekte. Scott oldukça dayanıklı ve tasarım anlamında da insanların son derece beğenisini toplayan bisiklet modelleri üreten bir firma. Siz de şehirlerarası seyahatlerinizde bisiklet kullanıyorsanız Scott markasını denemelisiniz.

Bisiklet Markaları Nelerdir
Bisiklet Markaları Nelerdir

Sadece Amerikan markaları değil, Uzakdoğu üretimli bisikletler arasında da son derece sağlam olan markalar mevcut. Sonuçta Uzakdoğu ülkelerinde de bisiklet oldukça yaygın kullanılan bir araç. Amoeba marka bisikletler bu konuda oldukça sağlam bisikletler arasında geliyor. Bununla birlikte hafif olması da sürerken ekstra güç harcamanıza engel oluyor. Özellikle uzun saatler boyu kullanılan bisikletlerin bazılarında bir süre sonra pedalların ağırlaştığı hissedilmekte. Amoeba’da ise bu durum minimuma indirilerek sürüş keyfi ön plana çıkarılmış.

Ülkemizde ise bisiklet üretimi yapan önemli firmalar mevcut. Bazıları zaman içinde kapansa da günümüzde Bisan markası hala bisiklet üretmeye devam ediyor. Bisan’ın ürettiği bisikletlerin çoğunluğu çocuk ve 20 yaş altı insanlara hitap etmekte. Ancak büyük tekerlekli asfalt bisikletleri de üretilmekte. Bir neslin tepe tepe kullandığı Pinokyo bisikletler Bisan markası altında üretilmiş ve Türkiye’nin en çok satan bisiklet modeli olmuşlardı.

Estonya Hakkında Özet Bilgi

Estonya'nın Başkenti Tallinn'den Bir Kare

Estonya Nerede?

Kuzey Avrupa’nın soğuk ülkelerinden bir tanesi olan Estonya aynı zamanda dünyanın refah seviyesi yüksek olan ülkelerinden bir tanesi. Diğer Kuzey Avrupa ülkeleri gibi Estonya’da da insanlar kendi hallerinde yaşayan ve çok fazla yorulmadan çalışan insanlar. Başkenti Tallinn olan Estonya, ciddi anlamda Sovyet ekolü altında kalmış ülkelerden bir tanesi. Sovyetler Birliği’nden ayrılmış olmasına ve resmi dilin Rusça olmasına karşın Estonya halkı kendilerinden Rus olarak bahsedilmesinden ciddi rahatsızlık duymakta. Bu durum Ukrayna ve Azerbaycan için de geçerli.

Estonya’nın en büyük özelliği Sovyetler Birliğinden ayrılan ilk ülke olmasıdır. Bu durum bile kendilerini Rus olarak görmediklerinin bir göstergesi. Ancak sadece bu kadarla kalmayıp Sovyetler Birliğinden ayrılır ayrılmaz derhal kendi parasını basmış ve bu parayı kullanmaya başlamıştır. Estonya halkı bunu açıkça dile getirmese de yıllarca Sovyetler Birliği himayesinde yaşamış olmaktan dolayı Rusya’ya bir kızgınlık da beslemektedir. Estonya’nın en büyük güzelliklerinden bir tanesi de ülkenin yarısından fazlasının ormanlarla kaplı olmasıdır. Ülkenin nüfusuna göre yüzölçümü oldukça büyüktür. Bu da insanların doğaya çok fazla yayılmadan belirli bölgede yaşamalarına sebep olmakta. İnsanlar yeşile ciddi anlamda sahip çıkmaktalar.

Tallinn Estonya’nın Başkenti Mi?

Evet. Tallinn’de hem eski hem de yeni olmak üzere iki farklı bölüm bulunmakta. Yeni şehir olarak adlandırılan bölüm günümüzde insanların çok daha kalabalık oldukları bölüm. Buna karşın eski şehirolarak adlandırılan yerde de yaşam olmasına karşın insan sayısı oldukça az. Tallinn’de bulunan ve eski şehir olarak adlandırılan bölgenin tamamı UNESCO Dünya Mirası Listesinde koruma altına alınmış durumda. Buraya gidenler pek çok tarihi eserin de ilk günkü haliyle korunduğunu göreceklerdir. İşin ilginç tarafı ise Sovyetler ve Almanya savaşlarında ortada kalmış olan tarihi eserlere hiçbir şekilde zarar gelmemiş olması. Burası günümüzde dahi orta çağ hayatının yaşandığı bir yer. Burada yaşamayı seçenler tarihi yapılarda yaşamaya devam ediyorlar. Burası her yıl binlerce turisti ağırlayan bir bölge.

2002 yılında Avrupa Birliği’ne tam üye olan Estonya aynı zamanda Avrupa Birliği ülkeleri arasında en az nüfusa sahip olan ülkedir. Bu da Avrupa Birliği’nin nimetlerinden en çok faydalanan ülke olması anlamına geliyor. Bununla birlikte Estonya eğitim anlamında Avrupa’nın sayılı ülkeleri arasında. İlkokuldan itibaren çocuklara bilgisayar programcılığı ve yabancı dili zorunlu olarak ülkede okuma yazma oranı ise %99,8 düzeyinde. Bu oran yine Avrupa Birliği bir tarafa dursun dünyada birinci sırada olmasına yetiyor. Ayrıca herhangi bir inanca sahip olmayan ülkeler arasında da birinci sırada. Ülkede yaşayanların büyük bir çoğunluğu yazılım ve dijital dünya ile ilgili alanlarda çalışmaktalar. Skype, Hotmail ve Kazaa gibi yazılımların ortaya çıktığı yer Estonya.

Dijital dünyanın nimetlerini en iyi şekilde kullanan Estonya’da E-devlet sistemi en ufak kesinti olmadan çalışmakta. Bunun yanında seçimlerde oy kullanmak için kimsenin evinden çıkmasına gerek kalmıyor. Herkes kendi evinden, kendi bilgisayarından oyunu kullanarak seçimini yapmakta. Ayrıca estonyada bahisin serbest olduğu site olarak Onebahis sitesini de buradaki linkten ziyaret edebilirsiniz.